Obezite Cerrahisi

Obezite dünya genelinde giderek yaygınlaşan bir hastalık haline gelmekle birlikte, günümüzde önlenebilir ölümlere neden olan ikinci hastalık olarak kabul ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, obezite sıklığının yalnızca gelişmiş ülkelerde değil,gelişmekte olan ülkelerde de arttığını gösteriyor. Türkiye’de ise obezite görülme sıklığı, 1994’te % 16,4 iken 2010 yılında % 36’ya yükseldi. Obezite Cerrahisi kliniğimiz obezite cerrahisini defalarca diyet ve spor yapmış, ancak istenen şekilde kilo verememiş veya istenen kiloya inip, bu kiloyu koruyamamış hastalarımıza tavsiye ediyor.

Obezitenin yalnızca kozmetik bir problem olarak görülmemesi gerektiğine dikkat edilmelidir. Aşırı kilo ve obezite tip 2 diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalık, eklem iltihaplanması ve bozuklukları, karaciğer yağlanmasına bağlı hepatit ve siroza gidiş, kolesistolitiazis, uyku-apne sendromu ve birçok kanserin artmış riskiyle ilişkilendirilmektedir. Kilo artışı ile birlikte yaşam kalitesi bozulur ve yaşam beklentisi azalır. Kilo ile ilişkili ölümlerin artışı Avrupa’da ciddi bir halk sağlığı sorunu olup, ölümlerin %7,7’si aşırı kilo ile ilişkilidir.

Kimler obezite grubuna girer Obeziteyi ölçümlemek için birçok parametre kullanılmaktadır. VKİ (Vucut Kitle İndeksi) bunların en başında geliyor. Obezitenin sınıflamasında en sık kullanılan ölçüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişinin beden kitle indeksi 30 ve üstü 1. sınıg obez, 35 ve üzerinde ise 2. sınıf obez, 40 ve üzerinde ise morbid obezsınıfına girer.

Kimlere obezite cerrahisi yapılır? Obezitenin tedavisinde cerrahi yöntemleri özellikle defalarca diyet ve spor yapmış ancak istenen şekilde kilo verememiş veya istenen kiloya inip bu kiloyu koruyamamış hastalarımıza tavsiye edilmektedir.

Vücut kitle indeksi 40 üzerinde olan tüm hastalar ve vücut kitle indeksi 35-40 arasında olup Tip 2 diyabet , Hipertansiyon, Hiperlipidemi ve ileri düzey karaciğer yağlanması gibi metabolik problemlerin eşlik ettiği hastalara tavsiye ediyoruz.